İlk 1000 gün

İki bebekle birlikte düzenli blog yazmak pek de mümkün olmuyor... İlham geldiğinde zaman olmuyor, zaman olduğunda ilham uğramıyor. Sonuç olarak kafanızdaki blogger hayali bir süre ertelenmiş oluyor.

Algıda seçicilik olsa gerek bu ara annelikle ve çocuk yetiştirmekle ile ilgili seminerler, eğitimler, kongreler fazlaca ilgi alanıma girer oldu. Geçen hafta katıldığım ve anca yazma fırsatı bulduğum Bebek Konferansı ile ilgili notlarımı paylaşmak istedim sizinle.

Öncelikle alanında uzman birbirinden değerli katılımcıların verdiği bilgiler bana çok iyi geldi. Aklımda isim tutma konusunda pek becerikli değilimdir ama elimden geldiğince bilgi dahilinde kişileri de anacağım.

Kadıköy Şifa Hastanesi' nin yetkili isimlerinden  hayatın ilk 1000 gününde annelerin sık sorduğu sorular konusunda Prof. Dr. İlknur Kılıç ve Dr. Günay Ergermen' in bilgilerinden not alabildiklerim şunlar:
* Bebeğinize yünlü kıyafet giydirmeyin.
*Oda ısısı 24-26 C olmalı, klimalı ortamlarda 22 C olmalı ve klima asla doğrudan bebeğe üflememeli. Arabada ise düşük fan kullanılmalı ve cama dönük olmalı.
*Bebeğinizin gözlerindeki şaşılık ilk 6 ay sürebilir
*Göz renkleri 4. ayda ideal hale gelir.
*Bebekler için kanguru kullanılabilir fakat yürüteç konusunda aynı fikirde değiller hatta birçok ülkede ülkemizde yüksek oranda olan yürüteç kullanımının yasak olduğunu belirttiler.

Bebeğinizin gelişimi açısından anlama, ifade etme, hareket etme becerilerinin çok önemli olduğunu ve DENVER Gelişimsel Testi ile sosyal, ince motor, dil ve kaba motor becerileri ile ilgili bilgiler edinebileceğimizi belirttiler.

En çok beğendiğim cümlelerden biri 'bebekler hatırlamaz derler, bebek hatırlamaz,ruh ve bedeni hatırlar' sözü oldu. Yani bebeğinizi sevgi ile sarıyorsanız muhtemelen anneniz de sizi öyle sevgi ile sarmış demektir.

Bebeğiniz ile konuşun sizi içselleştirsin diyen uzmanlarımız 1 yaşa kadar anneye olan sürekli bağlılığın normal olduğunu; 1 yaş itibariyle bebeğinizin siz ondan ayrı bir yere gitseniz dahi 'sizi kaybetmeyeceğini' öğrenerek yavaşça sizden ayrılmasının iyi olacağını belirttiler.

*Annelerinden yeterli ilgi göremeyen bebeklerin daha çabuk hastalandığı ve içine kapanık yapıya sahip olabileceği söylendi.
Eğer ki anne sürekli donuk mizaca sahip ise ilerde bebek depresyona girebiliyor.

*Mükemmel annelik yoktur, yeterli annelik vardır.

Hala bebeğine aşı yaptırmak istemeyen anneler olduğunu söyleyen uzmanlarımız 'Aşı korur, sadece sizi değil toplumu da korur'  diyerek aşının önemine çokça dikkat çekti.
*Özellikle Rota virüsü isimli mikroba dikkat edilmesi gerektiğini, bu mikrobun ishalle ortaya çıktığını fakat ishalden farklı olarak çok ağır geçtiğini ve tüm aileye bulaşabildiğini belirten uzmanlar grip virüsünü de hafife almamak gerektiğini, özellikle (astım,kronik akciğer, nörolojik, diyabetik çocuklar ve 65 yaş üzerindeki vs.) risk grubundaki herkesin aşı yaptırması gerektiğine defalarca vurgu yaptılar.
Aşı olunması gereken bir hastalık karşısında bebekle temas halinde olan istinasız herkesin aşı olması gerektiği söylendi.
Nutriciaeln uzmanı ve Ender Saraç bebek beslenmesiyle ilgili yapılan yanlışlara değindi ve şöyle bir tablo verdi;

Doğru beslenen bebek sayısı

 (Anne sütü ile)                        2008' de  % 24
                                                                          }%14
                                                 2013' te   % 10

(Anne sütü+ diğer süt)             2008' de  %29
                                                                         }%5
                                                 2013 'te   %24

(Biberon)                                 2008 'de   %57
                                                                            }10
                                                 2013'te     %47        

(Anne sütü+ek besin)               2008'de    %19
                                                                           }10
                                                  2013' te    %29



İlk 6 ay bebeğin midesinin %67 sinin anne sütü, % 23 ünün ek besin ve % 10 unun çeşitli sütlerden oluştuğunu da belirtti.
Erken verilen ek gıda ile çocuğumuzun 80- 90 yaşına kadar olan ömrünü etkiliyoruz diyen Saraç,  ek gıdaya geçtik diye anne sütü miktarını azaltırsak çocuğumuzun anne sütü alma hakkını elinden almış olacağımızı söyledi ve ekledi beyaz şeker, pirinç unu,bisküvi, ekmek verilmemelidir.
İnek sütü ilk 1 yıl verilmemeli, et ürünü özellikle de çiğköfte kesinlikle yasak.

Doğru beslenme tablosu ise şöyle;

6-9 ay       200 cal- gün
9-12 ay     300 cal- gün
13-24ay    550 cal- gün

not:200 ml= 1 çay bardağı

İlk 1000 gün içinde verilen kalori miktarı ileride obeziteye sebep oluyor doğru oran ise
 kilo başına=10 kalori.

Bebeğe verilen sütün proteini 1,3 mg olmalı, Nişasta enzim sistemini mahvedeceği için yasak ve benim gibi bebeğini mama ile besleyen annelere güzel haber mamalar kesinlikle antibiyotik içermiyor, içerisindeki maddeler doğal olup güvenilirliğinden emin olmayan anneler bebek mamasından yoğurt yapmayı deneyebilir denildi.

Meyveler 6. ayın sonuna saklanmalı, önce ıspanak yoğurt gibi besinler verilmeli eğer önce meyve ile başlanırsa bebeğin damak tadı sebzeyi kabul etmeyebilirmiş.
Bal kesinlikle yasak, kavuna ise asitik olması sebebiyle 15. aydan sonra başlanması öneriliyor.

Belli bir yaşa gelmiş çocuğa tahin-pekmez verilebilir.
Meyve ezmesine de elma vs gibi meyveler ile başlanması daha doğru olur.

Çocuk ve yetişkinlerin tat reseptörü farklıdır. Bize çok güzel gelen tat onlara kötü, onlara güzel gelen tat ise( bkz. anne sütü, devam maması tadı) bize kötü gelecektir.)

İlk 2 yaş döneminde yağ hücreleri sayısı artar eğer bu yaş çocuğuna şeker, glikoz, hamur işi verilirse obeziteye davetiye çıkarılır. Hamburger, kola, jelibon gibi gıdaların ise zehirden farkı yoktur.
İleriki yaşlarda kısırlık, obezite vs. sebep olabiliyor.
Ne yazık ki hepimiz GDO lu yiyecekler tüketiyoruz. Marketten satın aldığımız her kapalı gıdada Gdo var,Paketinde 'mısır şurubu vardır' yazan her şey de gdoludur.

1 Tavuk yumurtası= 4 Bıldırcın yumurtası demek, tavuk yumurtası yerine ilk başta çocuklara bıldırcın yumurtası verilebilir fakat 1 tavuk yumurtasına eş değer diye başlangıcı 4 bıldırcın yumurtasıyla yapmak doğru olmaz.1 yaşına kadar da yumurtanın beyazı verilmez.
Buna ek olarak da yumurta rafadan olmalı çok pişirilen yumurta zehire dönüşüyor.

Diğer bir önemli detay da sebzeleri doğrarken seramik ya da bambu bıçak tercih etmeliyiz çünkü metal bıçak sebzede bulunan vitamini öldürüyor. Seramik ya da bambu bıçak kullanmak zor diyenlere de, kullanıldıkça el alışıyor.

Anne sütünden sonra en yakın süt keçi sütüdür.

2 yaşından sonra çocuğa bizim yediklerimizden alerjisi olmaması ve ağır yiyecekler olmaması şartıyla dikkatli ölçüde verilebilir. 

Annelerimiz doğum sonrası egzersiz ve yeme dikkatiyle kilo verebilir.
Örn. Yürüyüş, yüzme, pilates, bölgesel kuvvet egzersizi...

Erken yaşta spora başlayan çocuklar, özgüveni yüksek, sosyal, mutlu, enerjik oluyorlar.

Son olarak; Anne ve bebek arasında kozmik bir bağ var ve önemli olan çocuk yetiştirmektir,çünkü çocuklar zaten bir şekilde büyüyorlar...

Alabildiğim nacizane bilgiler bunlar umarım biraz olsun faydam dokunmuştur.
Sen ne kadar uyacaksın bu yazdıklarına derseniz inanın bilmiyorum yapabildiğim kadarını yapacağım.her şeyi de doğru yapamam ki canım:)

Tüm çocukların güzel yetişmesi dileğiyle...

               



Yorumlar